Nâm u nişane kalmadı fasl-ı bahardan
Düşdü çemende berg-i dıraht itibârdan
Bahar mevsiminden ne bir ad ne de bir iz kaldı.
Artık kırlarda, ağaç yaprakları itibardan düştü.
Eşcâr-ı bâğ hırka-i tecrîde girdiler
Bâd-ı hazân çemende el aldı çenârdan
Bahçenin ağaçları (bir derviş gibi) soyutlanmışlık hırkasına büründüler.
Sonbahar rüzgarı, kırlarda çınardan el aldı.
Her yanadan ayağına altun akup gelir
Eşcâr-ı bâğ himmet umar cûy – bârdan
Her taraftan ayağına altın (sarı yapraklar) akıp gelir.
Bağdaki ağaçlar ırmaktan bir alicenaplık ve iyilik umarlar.
Sahn-ı çemende durma salınsın sebâyile
Âzâdedir nihâi bugün berg ü bârdan
Kırlarda hafif esen rüzgarla durmadan salınsın
Fidan, bugün yaprak ve meyveden arınmıştır.
Bâkî çemende haylî perîşân imiş varak
Benzer ki bir şikâyeti var rûzgârdan
Baki kırlarda yaprak hayli perişan olmuş
Sanki rüzgardan (ya da zamandan) bir şikayeti var gibi.
Mef’ûlü Fâilâtü Mefâîlü Fâilün