1. Duruluk:
Anlatımda gereksiz unsurların bulunmamasıdır. Cümlelerdeki gereksiz unsurlar, gereksiz sözcük veya gereksiz eklerdir. Bu ilkenin ihlali cümlelerde anlatım bozukluğuna yol açar.
2. Açıklık:
Anlatımda anlam karışıklığının olmamasıdır. Cümlelerdeki anlam karışıklığı genelde kişi zamirinin kullanılmadığı veya noktalama yanlışının yapıldığı durumlarda ortaya çıkar. Böyle durumlarda varlığın, eylemsinin veya sıfatın kime ait olduğunu kesin olarak belirleyemeyiz. Bu da anlam karışıklığına sebep olur. Cümlelerde anlam karışıklığının olması anlatım bozukluğuna yol açar.
Örnekler: Kitaplarını yarın getiririm. (Tamlayan eksikliği)
Bu cümledeki kitaplarını ifadesinde anlam karışıktır; çünkü cümlede iki kişiye ait olma anlamı vardır. Cümleden “Senin kitaplarını getiririm.” anlamı da “Onun kitaplarını getiririm.” anlamı da çıkar.
- Doktor Aslı Hanım’a bir şeyler anlatıyor. (Noktalama yanlışlığı)
Bu cümlede doktor sıfatının kime ait olduğu belli değildir. Doktor olan biri, Aslı Hanım’a mı bir şey anlatıyor, yoksa “Aslı Hanım mı doktor?” belli değil.
5. Özlülük (kısalık):
Anlatımın en az sözcük kullanılarak yapılmasıdır.
3. Tutarlılık:
Anlatımda anlamca çelişen sözcüklerin kullanılmamasıdır. Anlatımda anlamca çelişen sözcüklerin kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
Örnek: Bu işi kesinlikle bugün halledebiliriz.
4. Arılık:
Anlatımda yabancı sözcüklerin mümkün olduğunca kullanılmamasıdır. Bir dilde karşılığı olduğu ve dili zenginleştirme amacı taşımadığı halde yabancı sözcüklerin kullanılması arılık ilkesine aykırı olduğu gibi az gelişmişliğin ve özgüven eksikliğinin göstergesidir.
6. Yalınlık (sadelik):
Anlatımda gereksiz söz sanatlarının kullanılmamasıdır. Söz sanatlarını gereksiz biçimde, sadece sanat yapmak için (artistik, şairane) kullanmak anlatılmak istenen şeyleri gölgeler.
7. Yoğunluk (derinlik):
Anlatımın her okuyuşta okuyucuya yeni bir şeyler kazandıracak biçimde yazılmasıdır. Yoğun anlatımlı metinlerde her okuyucu bilgi birikimine göre farklı şeyler bulur.
8. Akıcılık:
Anlatımın kolay okunabilmesidir. Telaffuzu kolay sözcüklerin seçildiği, okuyucunun cümle kurgularını garipsemediği olayların birbirini tamamlayacak biçimde sıralandığı metinler akıcıdır.
9. Sürükleyicilik:
Anlatımın okuyucuyu meraklandırmasıdır. Okuyucunun sonraki sayfalarda neler olduğunu merak etmesi metnin sürükleyici olduğunu gösterir.
10. Özgünlük:
Bir konunun alışılmışın dışında (farklı) bir üslup veya yorumla yazılmasıdır. Bir anlatımın özgün olması onu iyi veya kötü yapmaz.
11. Etkileyicilik:
Anlatımın okuyucuyu değiştirebilmesidir. Okuyucudaki bu değişim fiziksel veya ruhsal, geçici veya kalıcı olabilir. Çok neşeli olan birinin bir metni okuduktan sonra hüzünlenmesi veya okuduğu bir romandaki ana karakter gibi konuşmaya başlaması okuduklarından etkilendiğini gösterir.
12. Kalıcılık:
Anlatımın yazıldığı dönemden sonraki dönemlerde de okuyucu bulabilmesidir.
13. Evrensellik:
Anlatımın bütün insanlığa hitap edilecek biçimde olmasıdır. Evrensel metinlerde herkes kendine uygun bir şeyler bulabilir.
14. Yerellik:
Anlatımın toplumun kültürünü (dil, inanç, sanat, gelenek vb.) yansıtacak biçimde olmasıdır.
15. Doğallık:
Bir yazının yazıldığı dilin ve toplumun kültürüne uygun biçimde olmasıdır.
Anlatımın Önemli Kavramları:
1. İçerik (Muhteva):
Bir yazıda işlenen duygu veya düşüncelerdir. Yani yazıda ne anlatıldığıdır.
2. Biçim: Bir yazının dil ve teknik özellikleridir. Başka bir söyleyişle yazının nasıl yazıldığıdır. Biçim özelliklerini üç başlıkta inceleyebiliriz:
a. Üslup (Biçem): Yazının dil özellikleridir. Yazarın dili kullanma biçimi onun üslubunu belirtir. Cümlelerinin uzun veya kısa olması; yalın, açık, akıcı anlatımı tercih etmesi veya etmemesi; deyimleri, atasözlerini kullanması veya kullanmaması vb. bir yazarın üslup özelliklerini belirler.
b.Teknik: Yazarın bir yazıyı yazarken anlatıma nereden başladığıdır. Örneğin öykülerde klasik (Maupassant tarzı) ve modern (Çehov tarzı) olmak üzere iki anlatım tekniği vardır. Klasik anlatım tekniğinde olaylar giriş, gelişme, sonuç (serim, düğüm, çözüm) ekseninde verilirken modern anlatım tekniğinde bu sıralara dikkat edilmez. Yazar anlatıma istediği yerden başlayabilir.
Düzen (form): Bir anlatımın bölümlerinin nasıl düzenlediğidir, örneğin bir öykü on bölüme ayrılıp ilk üç bölüm kısa, diğer bölümler uzun düzenlenebilir.